Skip to main content

Kentsel dönüşüm, şehirin bir bölümünün veya ciddi anlamda büyük bir kısmının proje kapsamında sistematik bir şekilde mevcut yapı stoklarının olası depremlere karşı toprak zeminin ve üzerindeki yapının risk değerlerinin belirlenmesi, olası depremde yıkılması ve yıkılırken çevredeki diğer yapılara zarar vermesi olasılıklarının da içine katılarak, riskli toprak zemin ve riskli yapıların kullanım dışına çıkarılarak yerine toprak zeminin yapısına uygun temelli yapıların yapılması ve bu sayede olası depremlerde yaşanabilecek can ve mal kaybının en aza indirmek için yapılan kamusal çalışmalardan biridir.

2012 yılında AKP hükümetinin depreme yönelik olarak hazırladığı 6306 sayılı “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun” ile birlikte “Kentsel Dönüşüm” kavramı gündemimize gelmiştir. Bu kanunda ‘Riskli Yapı’ ve ‘Riskli Alan’ diye iki çeşit tanım yapılmıştır. Halkın riskli yapıların depremlere dayanıklı hale getirilmesi sürecini de “Kentsel Dönüşüm” kavramı ile ifade etmeye başlaması sonucu 6306 sayılı kanun Kentsel Dönüşüm Kanunu olarak telaffuz edilegelmiştir.

Yapılan eleştiriler arasında hak sahiplerine önerilecek konutların genelde hak sahibinin tapulu alanı dışında olan bölge ve yerlerin gösterilmesi nedeniyle sosyolojik açıdan çevre ve komşuluk ilişkilerinin zarar görmesi. Ayrıca, daha sonradan yapılacak yapıların emlak değerinin daha çabuk yükseleceği için bırakılan alanın tam değerine denk gelmeyecek yerlerin önerilmesi.

Leave a Reply